İletişim tarzlarındaki beklentilerden kaynaklanan farklılıklar, ev bütçesinin oluşturulması ve kullanımı, kişilikteki ayrışmalar gibi her bir farklılık/uyumsuzluk ya da bunların birleşimi evlilikte çatışmayı ortaya çıkarabilir.
İlişkilerde partnerler birbirine bağımlıdır ve bu bağımlılık problem çözme stillerinde başarısızlığa neden olur ve halihazırda kullanılan çözüm yöntemleri her iki partner için de doyum sağlamazsa çatışma ortaya çıkabilir.
Gottman ve Krokoff (1989) ise iletişimden kaynaklanan problemlerin ve çatışma çözme becerilerindeki eksikliklerin evlilikte sıkıntılara neden olduğunu belirtmektedir. Diğer bir deyişle, çatışmadan kaçınan çiftler, çatışmayla yüzleşen çiftlere göre daha mutsuzdurlar. Çatışmadan kaçınmak, var olan problemi çözmeyi de engellemekte ve böylelikle kızgınlık ve kırgınlık/küskünlük gibi olumsuz duyguları ortaya çıkarmaktadır.
Aynı şekilde başka araştırmalar da sözel çatışmanın katarsis (duygusal boşalma) sağlayacağını ve bu durumun açık iletişimi destekleyerek karar verme süreci gibi pek çok işlevsel fonksiyonu ortaya çıkaracağından bahsetmektedir. Kısaca belli bir noktaya kadar çatışma, ilişkide uyum sürecini desteklemekte ve ilişkiden sıkılmayı da engellemektedir. Eşler eğer sorunların kökenine inmezlerse, yanlış anlaşılmalar artacak ve bu da problemi çözmek yerine sorunun büyümesine neden olacaktır.
Eğer çatışma hem romantik hem de evlilik ilişkilerinin kaçınılmaz bir parçası ise, eşlerin bu çatışma ile nasıl baş ettikleri ilişkilerin devamlılığı ve sürdürülmesi için oldukça önemlidir. Ayrıca kullandıkları çatışma çözüm yöntemleri hem bireysel düzeyde partnerlerin iyi oluş hallerini, hem de ilişki düzeyinde ilişkiden ya da evlilikten algılanan doyumu etkileyecektir
Comentarios