top of page
Yazarın fotoğrafıHavva Nur KAN

ÇOCUKLAR NEDEN HER ŞEYE İNANIR?



Çocuk ilk başlarda zihinsel olgularla fiziksel olguları birbirinden ayırt edemez çünkü doğar doğmaz zihninde olup bitenlerin, çevresinde olup bitenler gibi bağımsız bir varlığı olmadığını bilemez.

Kendi zihnindeki bir duygunun sadece kendi duygusu olduğunu bilmez, mesela kendi sefaletiyle bütün dünyanın kararmadığını anlayamaz çünkü farkına vardığı şeylerin ne kadarının kendi parçası ne kadarının bağımsız olduğunu anlamak için pek çok meşakkatli deneyim yaşaması gerekir. 

Geçici bir sıkıntı ya da açlığın bir masa ya da sandalye gibi sonsuza kadar orada bulunmayacağını bilmez çünkü duygu ve düşüncelerin geçici olduğunu henüz öğrenmemiştir. Ona rahatsızlık veren en küçük şeye bile tahammül edemez çünkü bunu geçmiş deneyimlerinin arka planı önünde göremez, yakında atlatacağını bilerek zamanın geçmesini bekleyemez. Annesi gittiğinde sonsuza kadar gitmiş olur, yalnızlığın verdiği keder hayatındaki “tek şeydir”.

Çocuğun dünya görüşü, düşüncenin nesnelerden farklı olduğuna dair cehaletinin doğrudan sonucudur. Onun için nesneler göründüğü gibidir, bu yüzden de o yürürken güneşin de onunla birlikte yürüdüğüne inanır çünkü ona öyle görünür. Kelimeler de düşünceler gibidir, masalar ve sandalyelerle aynı türden bir gerçeklikleri vardır. Bu yüzden de bir eylemi düşünmek ya da ondan bahsetmek yapmakla aynı şeydir. Bir cümleyi çok sık tekrar ederse ya da bir şeyi kuvvetle isterse, onun gerçekleşeceğini düşünür. 

Onun için hayali bir ejderha gerçeği kadar korkutucudur çünkü “sadece hayal” lafının ne manaya geldiğini bilmez.

Bu yüzden de ilk başta hata yapmak nedir, yanlış düşünce nedir bilmez çünkü onun için düşünülebilen ya da söylenilen şey hakikattir. Dolayısıyla doğruluğu kanıtlanana kadar hüküm vermekten kaçınmak gerekmez. 

Aynı sebeple doğal olayların nedenleri ya da kendi hareketlerinin sonuçları, mesela yaramazlık yaparsa neler olacağı konusunda her türlü fantastik fikre, gündelik deneyimleriyle oluşmamış fikirlere inanır.



Çocuklar çelişkili fikirlere de inanır çünkü bir ifadeyle bir diğeri arasında tutarlılık aramak gibi bir ihtiyaç duymaz.

Dolayısıyla ben merkezlidir ama bunun sebebi sevimsiz bir mizacı olması değil kendi zihninden başka bir zihnin varlığından habersiz olmasıdır.


Kaynakça: J.Piaget, Çocukta Dil ve Düşünme

19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page