Günümüzün pek çok annesini tehdit eden tehlikelerden biri de kendini ve çocuğunu suçlama. Tüm aile sorunlarının sorumluluğunu omuzlarına yüklendiğinde anneler, “Benim sorunum ne?” ya da “Çocuğumun sorunu ne?” sorularına takılıp kalabiliyorlar. Anlamak zor da değil bu çerçeveden baktığımızda.
Annelerde, çocuklarının davranışlarının - hatta çocuklarının varlıklarının- tamamen kendilerinin yarattığı bir şey olduğu fantezisini geliştiriyoruz:
Çocuğun içinde bulunduğu ortam sadece anneden oluşuyormuş gibi düşünülüyor. Yakın zamanlara kadar babanın, ailenin ve ailenin içinde bulunduğu toplumun bu açıdan adı bile geçmiyordu.
Anne olarak, aslında bizim denetimimiz altında olmayan şeyleri denetleyebileceğimize ve denetlememiz GEREKTİĞİNE inandırılıyoruz.
Ancak, çocuğunu kontrol etmede çaresiz kaldığını hissederek öfkeye kapılan anne, bu duyguyla ilgili sorunlarımızın kaynağını oluşturan bir çelişki yaşıyor.
Aslında kendi denetimimiz altında olmayan bir şeyi denetlemeyi kendi sorumluluğumuz olarak görebilir ve buna karşın, kendi davranışlarımız için sahip olduğumuz güç ve otoriteyi kullanmakta başarısız olabiliriz.
Anneler çocuklarının belli bir şekilde düşünmelerini, hissetmelerini ya da davranmalarını SAĞLAYAMAZLAR, ama hangi davranışlara hoşgörü gösterip hangilerine göstermeyeceklerini ve kötü davranışının sonuçlarının ne olacağı konusunda net, kararlı ve açık bir görüş sahibi olabilirler.
Comments