“Aşk iki yalnızlığın birbirini selamlaması, birbirine dokunması ve birbirini korumasıdır.”
Rainer Maria Rilke
Aşk binlerce şekilde; bir göz temasıyla, bir bakışla, bir fısıltıyla, bir gülücükle, bir iltifatla, hatta bir hareketle başlayabilir ? Okşamalarla, öpücüklerle, belki çatılmış kaş ve kavgalarla devam eder. Sessizlikle, üzüntüyle, düş kırıklığıyla, öfkeyle, gözyaşıyla, hatta belki bazen sevinç ve kahkahayla sona erer. Saatler veya günler sürebilir. Veya yıllara ve ölüme dayanabilir. Bazen aradığımız bazen bizi bulan şeydir. Kurtuluşumuz veya yıkımımız olabilir. Varlığı bizi güçlendirebilir, yokluğu veya kaybı ise harap edebilir.
Aşkın hasretini çeker, onun için yanıp tutuşur ve hareket geçeriz. Bununla birlikte, aşkı gerçekten anlamış değiliz. Ona bir isim verdik, onun gücünü kabul ettik, görkemli ve acı yanlarını sıraladık. Ama hala pek çok bilinmezle karşı karşıyayız: Aşık olmanın, bir aşk ilişkisine sahip olmanın anlamı nedir ? Neden aşkın peşinden koşarız ? Aşkı ne bitirir ? Ne sürdürür ? Aşkın herhangi bir anlamı var mıdır ?
Aşk ilişkilerindeki zorlu duyguları düzenlemenin en işlevsel yolu, onları paylaşmaktır. İç dökme; düşünce ve tepkilerimizi yeniden düzenlememize, önceliklerimiz konusunda netleşmemize, yeni bilgi ve geri bildirim almamıza, kendimizi rahat ve sakin hissetmemize yardım eder. Karmaşık olan nokta şu: paylaşımda bulunduğumuz partnerimizin çoğu kez kötü hislerimizin başlatıcısı olmasıdır.
Güvenli bir ilişki, duygusal yönden zeki olmayı öğrendiğimiz ilişkidir. Seven bir partner, duygularımız konusunda kafa karışıklığı ve belirsizlik yaşadığımızda, çok az veya çok fazla duygu odaklı olduğumuz zamanlarda bize yardım eder.
Çok az duygu odaklı olduğumuz zaman, “ Ne hissettiğimi bilmiyorum. Üzülüyor olabilirim ama nedenini bilmiyorum” gibi sözler söyleriz. Yaşadığımız deneyimi anlamlı bir bütün haline getiremeyiz, hissettiğimiz duygunun rotasını bulamayız. Bazen kendimizi “durgun” hissederiz bazen de hiçbir şey hissetmeyiz. Duygulara erişememek veya onları adlandıramamak, bizi amaçsız bırakır. İhtiyacımız olan şeye yönlendiren içsel bir pusuladan yoksun kılar.
Duygularımızı gösterememek, sevgililerimizi de boşlukta bırakır. Sinyalin, müziğin, dansın, yakınlığın olmadığı bir boşlukta…
KAYNAK VE ÖNERİLEN KİTAP:
Aşkın Aklı-Devrim Yaratan Yeni Aşk İlişkileri Bilimi
Orijinal Adı : Love Sense
- Dr. Sue Johnson -
Comments