top of page
Yazarın fotoğrafıHavva Nur KAN

ZAMANI ZAMANLI ZAMANSIZ FARK ETMEK: PSİKOTERAPİDE ZAMANIN İNŞASI


PSİKOTERAPİDE ZAMANIN İNŞASI:

ŞİMDİ VE BURADA

Yaşam, gelecekteki bir “umut” ya da geçmişte “tamamlanmamış bir işi bitirme çabası”ndan çok, şimdiyi yaşamaktır. 

“Her şey kendi varlığı içinde sürekliliğini korumaya çalışır.” Spinoza’nın bu sözü geçmiş-şimdi-gelecek üçgeninde insanın varlığını sürdürebilmesi için verdiği çabayı özetler niteliktedir. Varlık ve sürekliliğin korunmasındaki temel nokta, zamanda var oluşu ve aynılığı sürdürebilmektir. Bu pencereden bakıldığında, zamanı tanımlama ve kullanma biçimimiz kişiliğimiz hakkında en kıymetli ipucudur. Çünkü insan ve zaman bir yarış ve/ya kavga içindedir. Akrep ve yelkovan olma durumunu belirleyen ise yaşantıya yüklenen anlamdır.


Psikoterapide “zaman” kavramını ele alış biçimi terapistin doğal eğilimi ve danışanın isteği arasında gidip gelen bir tahterevallinin yönünü belirleyecektir. Terapide “şimdi ve burada”nın kullanılması terapötik bir gücün simgesidir. “Şimdi ve burada” sisteminde terapi süreci, dış dünyanın küçük bir görüşme odasına yansıyan büyük ve bütünleştirilmiş bir zaman dilimidir. Danışanı şimdiye getirmek demek, onun geçmişini iyi bilmekten geçer. Bu nedenle zaman konusunda nerede durulduğu iki tarafça da iyi bilinmelidir. Burada her iki taraf birbirinin ve kendinin farkında olmak zorundadır. Çünkü zaman “her an bir haldedir”, yani akışkandır..

Zaman kavramında bozulma, yaşamda fonksiyonel olamamayı veya ileri boyutta psikopatolojiyi de beraberinde getirebilir. Zamanda yer almak ve bir iz bırakmak her geçen gün insanlar arasında daha fazla önem kazanmaktadır. Çünkü bu durum, insanın var olduğunu göstermesine yönelik atılmış en somut adımdır. Günlük tutmak, blog yazmak, sosyal medyada her an ne halde olduğunu göstermek bu ihtiyacın gündelik yaşamdaki biçimlerinden sadece birkaçıdır. Yani zaman bir anlamda var oluşun simgesidir. 




ZAMANI ZAMANLI ZAMANSIZ FARK ETMEK


Her şeyin bir zamanı aslında o andır, ertelemek zamanı kayıp ettirir, kaybolan zamanlar geri gelmez, geri gelmedikçe zihin onlara takılır durur. 

Zamanın hemen geçmesini isteyenler, hiç zaman geçmesin hep böyle kalsın diyenin derdi esasen aynıdır. Ortak dertleri zamandır. Zamanı dert edinmemek, zamanla dost olmak iyidir; zamanla dost olmak için ise zamanı yaşamak gerekir.

Zaman akıp geçiyor mu ? Geçmiyor aslında, sadece zamanı yaşamıyoruz. Yaşandıkça zaman yavaşlar. Yavaşladıkça zaman yaşanır. “Anı yaşamak” bir fetiş haline geldi. Tüm fetişler gibi klişe haline geldi. Ve bütün klişeler gibi yaşanmayan, sadece bilgi olarak var olan, kavramlaşmaktan deneyimleşemeyen bir klişe..

Anı yaşamak, durmaktır. Durabilmeyi başarmaktır. Durmanın bir eylem olduğunu anlamaktır. Zamanı yaşamak kontrol etmeden, denetlemeden, yönlendirmeden akışa bırakmadır. Zamanı yaşamak özgürleştirir. Tabii özgürleşmekten korkmayanlar için..



35 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page