top of page
Yazarın fotoğrafıHavva Nur KAN

KENDİNE İHANETİN PİŞMANLIĞI - ALDATILMA -


“Çok pişmanım”la başlayan ifadeler “Keşke …. yapsaydım” ve “Keşke …. yapmasaydım” biçiminde devam etmişti. Öfke, suçluluk, üzüntü ve hayal kırıklığı her sözcükte kendini tekrar ediyordu. Ağır bir yükü taşımanın yarattığı zorlanmanın şiddeti nefes alışverişini biçimlendiriyordu.


Omurgasına ağırlık binmişti ve o anda tüm olup bitenleri tarttığı bir terazinin üstünde gibiydi. En çok öfkesi ağır geliyordu tartıda. Öfkeyi hem kendisine hem de onu aldatan eşine karşı duyuyordu. Eşine karşı öfke duygusu herkes için anlaşılabilir gelebilirken, kendisine yönelik öfkesi bazılarınca bir yasa takılan birinin duyguları olarak ifade edilebilirdi. Oysa bu duygular sadece bir başkası tarafından aldatılan ya da ihanete uğrayan ve terk edilen bir kadının duyguları değildi. Kendi terk edişiyle de oldukça ilgiliydi: kendinin kendisini terk edişi ve kendisine ihanetiyle ilgiliydi.


Kendi ifadesiyle evliliği boyunca adamın yükünü çok çekmişti. Kalkınması için canla başla gayret etmişti, özverilerde bulunmuştu. Özverisi, en çok yapmak istediklerini ertelemesiyle, adama ve adamın ailesine uyumuyla, kendisine yanlış gelen hiçbir şeye tavır almamasıyla olmuştu. Oldukça kıskanç biri olarak betimlediği adam, üstelik kendisini sürekli olarak ne kadar yetersiz olduğu konusunda eleştiriyor, bu yüzden de kendisini gittikçe kusurlu ve değersiz biri olarak hissetmekteymiş.


Adamın başka bir kadın için onu terk ettiğini öğrendiğinde yıkılmış, evlilik boyunca hissettiği yetersizlik, kusurluluk ve değersizlik duyguları taşınamayacak bir ağırlık oluşturmuştu. Uzun süre bu duygularla boğuşurken biriyle karşılaşmış, kaybettiklerini telafi edecek bir ilişki olacağını düşünürken bu yeni adam da onu ekonomik açıdan sömürüp sıvışmıştı..




Evlilikten önce özgüveninin yüksek olduğunu hatırlıyordu. Ama şimdi pek çok beceriden yoksun kalmıştı. Araba kullanamıyordu, boşandıktan hemen sonra nasıl para çekildiği onun için tuhaf bir deneyim olmuştu. Diğer insanlarla kurduğu ilişkilerde kaygılı olmuş, kendine güveni ve diğer insanlara olan güveni kırılmıştı.


Aldatılmıştı ve birden çok defa bu olmuştu. Ancak en çok kendi kendisini aldatmıştı, yaptıkları ve yapmadıklarıyla kendine ihanet etmişti. Tüm isteklerini, duygularını bir yana koymuş, “uygun” ve “uyumlu” biri olarak var olabileceğini düşünmüştü.

Özveri ya da fedakarlık biçiminde ifade ettiği davranışlarıyla kendi varlığını onamayan birine uyum sağlamak için feda etmişti. Kendi olma ve kendi duygularını yaşama tutkusuna sahip olmayı bir kenara bırakmıştı.


Onu bütünleyecek bir ilişkide olacağını düşünürken eksilmişti, değersizlik, yetersizlik ve kusurluluk duygularının yoğun olduğu bir yaşam öyküsünün yazılmasında önemli bir payı olmuştu. Bu evlilikte kalabilmenin tek yolunun kendine ait olanı yok saymak olduğunu öğrenmişti. Bir anlamda evlilikte var olabilmek, eksildikçe sağlanabilecekti.

Kendi varlığını değersizleştiren ve onu güçsüzleştirip önemsizleştiren, ötekilerin varlığını besleyen verimli toprakları barındırdığını ve yarattığını görmezlikten gelmesi, kendisinin kendine en büyük ihaneti olmuştu.

Pişmandı..



81 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page