Öfke, insanlar için doğal bir duygu olup evrimsel olarak potansiyel tehditlere karşı savunma mekanizmasını tetikleyen bir tepkidir. Ancak, öfkeyi kontrol etmek ve sağlıklı bir şekilde yönetmek, hem kişisel hem de ilişkisel açıdan son derece önemlidir. Bu yazıda, öfke yönetiminin psikolojik açıdan incelenen yönlerini ele alacağız ve bu önemli duyguyla daha iyi başa çıkmanın yollarını tartışacağız.
Öfkeyle başa çıkmak, herkes için farklıdır. İçsel ve dışsal stratejileri deneyerek, hangi yöntemin sizin için en etkili olduğunu bulabilirsiniz. Önemli olan, öfkenizi sağlıklı bir şekilde ifade edilebilmenizdir.
Konuşmak için en kötü zaman kendinizi öfkeli ya da gergin hissettiğiniz anlar olabilir.
Konuşmanın ortasında öfkelenmeye başladığınızı hissederseniz şöyle diyebilirsiniz:
“Kafamı toplamak için biraz zamana ihtiyacım var. Bunu konuşmak için başka bir zaman belirleyelim.”
Geçici olarak uzaklık aramak, soğuk bir tutumla içine kapanmak ya da duygusal bağlantıyı koparmakla aynı şey değildir.
Konuşmaya başlamadan önce kendinize şu soruları sorabilirsiniz:
“Beni öfkelendiren durum nedir?”
“Burada asıl sorun nedir?”
“Benim konumum nedir?”
“Ulaşmak istediğim şey ne?”
“Kim, neden sorumlu?”
“Değiştirmek istediğim şey tam olarak ne?”
“Yapabileceğim ve yapamayacağım şeyler nedir?”
Ne istediğinizi açıkça anlatın.
İnsanların sizin ihtiyaçlarınızı tahmin etmelerini ya da talep etmediğiniz şeyleri yapmalarını beklemeyin.
Sizi seven kişiler bile düşüncelerinizi okuyamazlar.
“Benim ihtiyaçlarıma karşı daha duyarlı olmanı istiyorum.” cümlesi yerine;
“Şu anda bana yardım etmek için yapabileceğin en iyi şey, dinlemek. Şu anda senden öneri istemiyorum.” demeyi deneyebilirsiniz.
“Ben düşünüyorum ki...”
“Ben hissediyorum ki...”
“Ben korkuyorum ki...”
“Ben istiyorum ki...” demeyi öğrenin.
Gerçek bir “ben” bildirimi diğer kişiyi eleştirmeden ya da suçlamadan ve kendi tepki ya da duygularımızdan diğer kişiyi sorumlu tutmadan kendimiz hakkında bir şey söyler.
Gerçeği kimin bildiği konusunda kavga ediyorsanız, asıl önemli noktayı gözden kaçırıyor olabilirsiniz.
İnsan sayısı kadar farklı bakış açısı vardır.
Farklı bakış açıları ve farklı tepki şekilleri, kişilerden birinin haklı ve diğerinin haksız olduğu anlamına gelmez.
Yani suçlamayın, yorumlamayın, teşhis koymayın, damgalamayın, irdelemeyin, öğütler vermeyin, emretmeyin, uyarmayın, sorgulamayın, dalga geçmeyin, söylev çekmeyin.
Diğer kişiyi hafife almayın .
Bir başkası sizin yarattığınız değişime tepki olarak öfkelendiğinde duygularını eleştirmeyin ya da ona, öfkelenmeye hakkı olmadığını söylemeyin.
Bunun yerine şöyle diyebilirsiniz;
“Öfkelenmeni anlıyorum. Senin yerinde olsam, belki ben de öfkelenirdim. Ama bu konuyu tekrar düşündüm ve son kararım bu.”
Comments